
Tanımı
Diğer kanserlerde olduğu gibi, normal hücre bölünmesi ve büyüme süreçlerinin bozulması nedeniyle aşırı ve kontrolsüz hücre bölünmesi ortaya çıkar. Hücreler, bir kitleye veya tümöre dönüşür. Bu tümör, zamanla büyüyerek akciğer dokusuna ve çevre organlara yayılır ve zarar verir.
Akciğer Kanseri Kimlerde Görülür?
Gelişme riski bir dizi faktöre bağlıdır. En önemli risk faktörü sigaradır. Aşağıdaki faktörler de önemli rol oynamaktadır:
- Sigara: Sigara, akciğer kanseri oluşmasına neden olan başlıca faktördür. Hem aktif sigara içenlerde hem de pasif olarak dumanına maruz kalanlarda bu risk artar.
- Diğer Tütün Ürünleri: Puro, pipo, çiğnenen tütün, nargile ve elektronik sigara gibi diğer tütün ürünlerinin kullanımı da akciğer kanseri riskini artırmaktadır.
- Çevresel Maruziyet: Asbest, radon, arsenik, nikel, krom ve diğer bazı kimyasal maddelere veya bu maddelerin yoğun olduğu iş ortamlarında çalışma, akciğer kanseri riskini artırabilir.
- Hava Kirliliği: Yoğun hava kirliliği olan bölgelerde yaşamak da akciğer kanseri riskini artırabilir.
- Diğer Tütün Ürünleri: Puro, pipo, çiğnenen tütün, nargile ve elektronik sigara gibi diğer tütün ürünlerinin kullanımı da riskini artırmaktadır.
- Kişisel Özellikler: Yaşlılık, cinsiyet (erkeklerde daha yüksek risk), kronik akciğer hastalıkları (örneğin, KOAH) veya daha önce akciğer kanseri tanısı almış olmak da risk faktörleri arasındadır.
Bu hastalık her bireyde görülebilir, ancak belirli risk faktörlerine maruz kalan kişilerde daha sık görülme eğilimindedir. Bu nedenle, bu kişilerde risk faktörlerini azaltmak ve erken teşhis için düzenli tarama yapmak önemlidir.
Görülme Sıklığı
Akciğer kanseri, gerek dünyada gerekse Türkiye’de kanser kaynaklı ölümlerin en yaygın nedenidir. Her yıl 1 milyondan fazla yeni vaka teşhis edilmektedir.
Belirtileri
Akciğer kanseri belirtileri genellikle hastalığın ileri evrelerinde ortaya çıkar. Erken aşamalarda, hastalık genellikle semptom vermez ve çoğu zaman rastlantısal olarak bir radyolojik görüntüleme sırasında tesadüfen teşhis edilir. Ancak, hastalık ilerledikçe aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
- Öksürük: İki haftadan uzun süren öksürük
- Nefes Darlığı: Normal aktiviteler sırasında nefes alıp verme güçlüğü veya hızlı nefes alma
- Göğüs Ağrısı: Göğüs bölgesinde veya sırtta ağrı hissi. Bu ağrı, tümörün sinirler veya kemikler üzerinde baskı yapması sonucu olabilir.
- Kan Tükürme: Öksürük sırasında kanlı balgam veya kan tükürme
- Ses Kısıklığı: Vokal kordların hareketini sağlayan sinirlerin etkilenmesi sonucu ortaya çıkar.
- İştahsızlık ve Kilo Kaybı
- Halsizlik ve Yorgunluk
- Kol ve Bacaklarda veya Yüzde Şişme: Özellikle büyük tümörlerin neden olduğu büyük toplar damarlara baskı sonucu ortaya çıkar.
Bu belirtiler, başka sağlık sorunlarına da işaret edebilir; bu nedenle herhangi bir belirtiye sahipseniz vakit kaybetmeden doktorunuza başvurmanız önemlidir. Erken teşhis, tedavi seçeneklerinin etkinliğini artırmaktadır.

Tanı: Testler ve Yöntemler
Tanı, hastanın tıbbi öyküsü, fizik muayene bulguları ve görüntüleme testleri gibi faktörlere dayanarak yapılır. Akciğer kanseri tanısında ilk aşamada kullanılan tetkik akciğer grafisidir. Akciğer grafisinde şüpheli bir görüntü saptandığında tomografi ve gerekirse PET-BT çekilir. Bu görüntülemeler sonucunda hala kanser şüphesi devam ediyorsa potansiyel kanser hücrelerinin doğrudan incelenmesi için biyopsi yapılır. Biyopsi, birkaç farklı yöntemle gerçekleştirilebilir:
- İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (FNA): Bir iğne aracılığıyla tomografi veya ultrason eşliğinde tümörden hücre örnekleri alınır.
- Bronkoskopi: Bir esnek tüp (bronkoskop) kullanılarak solunum yollarının içine bakılır ve anormal görüntülerden doku örnekleri alınır.
- Cerrahi Biyopsi: Akciğer dokusunun bir kısmı veya tamamı cerrahi olarak çıkarılır ve incelenir.
- Moleküler Testler: Bazı durumlarda, kanser hücrelerinin belirli gen mutasyonları veya biyobelirteçleri olup olmadığını belirlemek için moleküler testler yapılabilir.
Türleri: Küçük Hücreli ve Küçük Hücreli Olmayan
Akciğer kanseri genellikle iki ana tip olarak sınıflandırılır: küçük hücreli akciğer kanseri ve küçük hücreli olmayan akciğer kanseri.
Küçük Hücreli Akciğer Kanseri (SCLC)
Bu tür, genellikle sigara içenlerde görülür ve hızlı yayılan bir kanser türüdür. Tanı konulduğunda, genellikle diğer organlara (beyin, karaciğer, kemikler) yayılmıştır. Tedavi genellikle kemoterapi ve radyoterapi kombinasyonunu içerir.
Küçük Hücreli Olmayan Akciğer Kanseri (NSCLC)
Bu tür, akciğer kanserinin en yaygın türüdür ve tüm vakaların yaklaşık %85’ini oluşturur. Üç ana tipi vardır:
- Adenokarsinom: Genellikle periferik akciğer dokusunda gelişir ve daha genç yaşlarda görülme olasılığı yüksektir.
- Skuamöz Hücreli Karsinom: Merkezi akciğer dokusunda gelişir ve genellikle sigara içenlerde daha yaygındır.
- Büyük Hücreli Karsinom: Farklılaşmamış karsinom olarak da adlandırılır ve hızlı büyüyüp yayıldığı için tedavisi daha zordur.
Evreler
Akciğer kanserinin evrelendirilmesi, tümörün boyutu, çevredeki organlarla olan ilişkisi, lenf nodlarının durumuna ve uzak organlara yayılıp yayılmadığına göre yapılır.
Evre I:
Tümör küçüktür ve tamamen akciğerin içindedir; lenf nodlarına yayılmamıştır.
Evre II:
Tümör daha büyüktür, ancak kanser hücreleri yakındaki lenf düğümlerine yayılmış olabilir.
Evre III:
Kanser, akciğerlerdeki diğer loblara veya büyük lenf düğümlerine yayılabilir.
Evre IV:
Kanser, akciğer dışındaki organlara yayılmıştır. Bu durumda kanser beyin, karaciğer, kemikler veya diğer uzak organları etkileyebilir.
Tedavi
Tedavi, kanserin türü, evresi, hastanın genel sağlık durumu ve bireysel faktörlere göre belirlenir. Akciğer kanseri tedavisinde cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hedefe yönelik tedavi ve immünoterapi yöntemleri kullanılır.
- Cerrahi: Erken evre akciğer kanserinde ilk seçenek cerrahidir. Bu hastalarda tek başına cerrahinin başarı oranı %80’i bulmaktadır. Nispeten ileri evre hastalıkta ise, kemoterapi ve radyoterapi sonrası cerrahi açısından tedavi bitiminde değerlendirme yapılır.
- Kemoterapi: Kemoterapi, kanser hücrelerini öldüren veya büyümesini durduran ilaçların kullanımını içerir. Tek başına veya cerrahi veya radyoterapi ile birlikte kullanılabilir. Kemoterapi genellikle yaygın veya ileri evre akciğer kanseri olan hastalarda kullanılır.
- Radyoterapi: Radyoterapi, yüksek enerjili X ışınların kullanılarak yapılır ve kanser hücrelerini öldürmek veya büyümesini durdurmak hedeflenir. Radyoterapi, akciğer kanserini tedavi etmek için tek başına veya cerrahi veya kemoterapi ile birlikte kullanılabilir.
Hedefe Yönelik Tedavi: Bazı akciğer kanseri türleri, kanser hücrelerinin belirli proteinlere veya genlere sahip olması nedeniyle hedefe yönelik tedavilerle duyarlıdır. Bu tedavilerde kullanılan ajanlar sağlıklı hücrelere zarar vermeden belirli kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını durdurur. Hedefe yönelik tedaviler genellikle diğer tedavilerle birlikte veya diğer tedaviler başarısız olduğunda kullanılır.
İmmünoterapi: Vücudun bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanıyıp yok etmesini sağlayan bazı ilaçların kullanılmasıdır. Bazı akciğer kanseri hastalarında immünoterapi, diğer tedavilerin yanı sıra veya diğer tedavilerin başarısız olduğu durumlarda kullanılabilir.
Tedavi planı, hastanın durumuna ve kanserin özelliklerine bağlı olarak belirlenir. Tedavi seçeneklerini tartışmak ve en uygun tedavi planını belirlemek için bir multidisipliner yaklaşım önemlidir.
Akciğer kanserinin cerrahi tedavisi
Akciğer kanseri cerrahisinde yaygın olarak 3 ana prosedür uygulanır.
Lobektomi: Akciğerin bir büyük parçası-lobun çıkarılması ameliyatı. Tümör sadece bir lobla sınırlı ise bu ameliyat uygulanır.
Pnömonektomi: Bir akciğerin tamamının çıkarılması ameliyatıdır. Bu ameliyat kanser akciğerin ortasında yer aldığında, akciğerin her tarafına yayıldığında veya tümör ana bronş içerisinde yer aldığında yapılır.
Segmentektomi ve wedge rezeksiyon: Akciğerin lobunu oluşturan segmenterden birinin veya sadece tümörün çıkarılması ameliyatıdır. Segmentektomi genellikle erken evrede saptanan 1cm den küçük tümörlerde gerçekleştirilir. Wedge rezeksiyon ise genel durumu iyi olmayan anatomi rezeksiyonları kaldırmayacak yaşlı hastalarda kullanılabilir.
Ameliyattan önce hangi testler yapılır?
EKO ve EKG: kalp fonksiyonunu değerlendirmek için gerçekleştirilir.
Solunum Fonksiyon testi veya yürüme testi: Solunum kapasitesini değerlendirmek için kullanılır. Akciğer çıkarıldıktan sonra geriye kalan akciğer dokusunun hastaya yeterli olup olmaması ameliyattan önce kararlaştırılır.
Ameliyat nasıl yapılır?
Göğüs kafesinin yan duvarından torakotomi olarak adlandırılan insizyon yapılır. Ardından damarlar ve bronş kesilerek akciğer çıkarılır. Evrelendirme için tüm lenf nodları temizlenir. Göğüs kafesine dren konularak ameliyat sonlandırılır.
Minimal invaziv cerrahi (VATS veya Robotik cerrahi): Ameliyat bir veya iki küçük kesiden gerçekleştirilir. Postoperatif dönemde daha az ağrılı olması erken taburculuk gibi avantajları vardır.
Ameliyattan sonraki süreç:
Ameliyattan sonra taburculuk 5-10 gün içerisinde gerçekleştirilir. Hasta ameliyatınızdan sonra mümkün olan en kısa sürede hareket etmeye başlaması için teşvik edilir. Bu akciğerin erken toparlanmasına yardımcı olmaktadır. Yanı sıra mümkün olduğunca öksürük veya triflo gibi çeşitli solunum hareketleri önerilir.
Bu süreçte hangi komplikasyonlar görülebilir?
Tüm ameliyatlarda olduğu gibi akciğer ameliyatında da komplikasyon gelişme riski vardır.
Komplikasyonlar ameliyat sırasında veya ameliyattan sonraki süreçte gelişebilmektedir.
- Kanama
- Atelektazi-balgamın havayolunu tıkaması sonucu akciğerin havalanmasının bozulması.
- Akciğer iltihabı-pnömoni
- Hava kaçağı
- Bacakta pıhtı oluşması ve onun akciğere kadar ilerlemesi-pulmoner emboli
American Cancer Society – Akciğer Kanseri Belirtileri
https://www.cancerresearchuk.org/about-cancer/lung-cancer/risks-causes
https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/lung-cancer/symptoms-causes/syc-20374620