Lorem ipsum dolor sit amet, consectet eiusmod tempor incididunt ut labore e rem ipsum dolor sit amet. sum dolor sit amet, consectet eiusmod.
kola giden damar ve sinirlerin üst göğüs bölgesinde ve boynun alt kısmında sıkışması sonucu ortaya çıkar. Ortaya çıkan semptom ve bulgular basıdan etkilenen nöral, arter, venöz yapıların etkilenme derecesine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Genellikle el ve kollarda ağrı, uyuşukluk ve karıncalanma ile kendini gösterir. Normalde torasik çıkış bölgesi bu sinirlerin ve kan damarlarının kolayca geçmesine izin verecek kadar geniştir. Ancak bazı anatomik değişiklikler ve yaralanmalar bu geçiş yolunu bozar ve onu daha dar hale getirir. Bu durum oluştuğunda göğüs bölgesinin üst kısmındakı kemikler veya kaslar gibi yapılar bu boşluktaki sinirlere veya kan damarlarına baskı yapar ve geniş semptom yelpazesi ortaya çıkar.
Nöral ve vasküler yapıların toraks çıkımından aksillaya uzanan bölümünde bası yapabilecek her türlü patoloji etyolojide yer alır. En sık sebep servikal kostadır, toplumdaki insidansı %0,5-0,6 arasında olup kadınlarda daha sık rastlanır, büyük çoğunluğu bilateraldir, komplet yada inkomplet olabilir. Servikal kot C7 servikal vertebra ile hemen daima eklem yapar. Diğer sık sebepleri arasında rudimenter yada ekzositoz yapmış 1. Kot, geniş C7 servikal çıkıntı, kalvikula anomalileri, hipertrofik skalen kaslar, pektoralis minör yada skalen kasların spazmı, fibröz bantlar, kostaklavikuler ligamana ait
bozukluklar, damarların anormal seyri, primer yada metastaik kemik tümörleri ve
travma olarak sıralanabilir
Torasik çıkış bölgesinde sıkışan yapıya bağlı olarak TOS çeşitlendirilir.
Tanı koymak genellikle zordur. İyi alınan bir anamnez ve fizik muayene ile pek çok ipucu elde edilebilmesine rağmen çoğu zaman radyolojik görüntüleme ve sinir ileti çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Çoğunlukla nörolojik semptomlar görülmekte olup bunlardan en sık olanları ağrı ve parestezidir, parestezilerin %90’ı unlar sinir dağılımını kapsamaktadır. Vasküler semptomlardan ise sıklıkla solukluk, soğukluk, güç kaybı ve çabuk yorulma görülür. Özellikle kolların abduksiyon ve elevasyonunda semptomlar başlar veya artış gösterir. Meslek oldukça önemli olup sorgulaması dikkatli yapılmalıdır; titreşimli cihazlarda çalışanlar, ağırlık ve güç sporu ile uğraşanlar, kollarını sık kullananlarda risk artmıştır.
Anamnez ve fizik muayeneden sonra tanı için kullanılan yöntemler:
Tanı ve ayrıcı tanıda kullanılan manevralar
Kola çeşitli manevralar verilerek nabız kontrol edilir veya hasta semptomlarındaki değişikliklere bakılır.
Tedavi hastalığın çeşidi ve semptomlara bağlı olarak değişir. Tedavinin temel amacı semptomları azaltmak ve komplikasyonları önlemektedir.
Fizik tedavi: Özellikle nörojenik TOS hastalarına ilk önerilen tedavi seçeneğidir. Fizik tedavi egzersizlerinin esas amacı 1. Kot ile klavikula arasındaki mesafenin açılması ve boyun
kaslarında oluşturulacak gevşemedir. Ayrıca omuz kuşağının güçlendirilmesi ve postür düzeltilmesi ile vasküler yapılar ve nörolojik yapıların üzerindeki baskının kaldırılması da hedeflenmektedir. Özellikle unlar sinir ileti hızı 60 m/sn üzerinde olan hastaların fizik tedaviden oldukça fayda göreceği düşünülmektedir.
Cerrahi tedavilerde amaç nörovasküler yapıların üzerindeki basıyı ortadan kaldıracak manevra ve rezeksiyonları yapmaktır. En sık kullanılan yöntemler; 1.kot veya servikal kot eksizyonu, subklavyen arter/ venin dekompresyonu, fibröz bant eksizyonudur.
En sık kullanılan cerrahi yöntemler:
Transaksiller yaklaşım-koltuk altından girilerek 1.kaburganın çıkarılması
Supraklavikuler yaklaşım
Videotorakoskopik 1. Kot çıkarılması
Posterior yaklaşım: Arka servikal bölgeden girilerek 1.kaburga varsa servikal kaburga çıkarılır. Sinir yapılarına direk erişim sağlanarak serbestleştirilir
Op.Dr. Galbinur Abdullayev halen İstinye Üniversitesi Gaziosmanpaşa Medical Park hastanesinde görevini yürütmektedir.
Copyright 2024 GALBİNUR ABDULLAYEV. Designed by SRN DİJİTAL